Savaş Suçu değil, Savaş Suçtur!

Cuma, 25 Mart 2011

1. BARIŞI SAVUNMAK YASASI

Yaklaşık 60 sene önce, nerdeyse bugün, 12 Mart 1951'de, tüm insanlığın anavatanında, dünyanın barışçıl halklarının lideri Sovyetler Birliği Barışı Savunma yasasını geçirdi. (bakınız: Savaş ve Barış: http://www.st-cyprus.co.uk/webgazette_tr/index.php ) Bu yasa sadece savaş yapmayı değil fakat ayni zamanda savaşın propagandasını da insanlık düşmanı suç yaptı! Dolayısıyla savaş propagandası ve savaş yapan kişiler insanlık düşmanı suç işleyen canilerdirler.

Bu 60 sene önceydi!

Son 60 senedir ABD tarafından yönlendirilen emperyalist güçler, gizli veya açık, dünyanın çalışan halklarına karşı, dünyanın tüm uluslarına karşı savaşlar yapıyorlar. Vietnem'a karşı yaptıkları gibi açıkça savaş örgütlediler ve kimyasal, biyolojik silahlar kullandılar ve muazzam bomba kampanyaları yaptılar. İnsanları ve ülkeleri taş devrine gönderme yetenekleriyle gurur duyuyorlar, insanları açıktnan açığa bu sonuçla tehdit ediyorlar ve tehditlerini yerine getiriyorlar, nükleer silahlarını Insanlara karşı kullanmakla tehdit ediyorlar. Ülkeler ve milletler içerisinde her çeşit gerici güçleri ekonomik, politik, diplomatik ve asker olarak desteklediler, açıkçası örgütlediler ve bu ülkeleri ve milletleri yönetmekte bu güçleri kullandılar. Milletler arasında, ülkeler arasında açıktan taraf tutarak ve bu gerici güçleri kullanarak savaşlar yaptılar. Milletler arasında, ülkeler arasında dolaylı olarak aracılar vasıtasıyla, savaş yapmak için bu gerici güçleri kullandırlar. Bu gerici güçleri örgütledikleri her millet içinde ve her ülkede bu gerici güçleri bizzat o milletlere ve ülkerlere karşı savaş yapmakta kullandılar, yani ülkeleri içlerinde savaşlar, iç savaşlar ve açıkça darbeler vs. Bu onların savaş yapma yollarından bir tanesidir.

Milletlerin içinde milletin düşmanlarını örgütlediler. Demokratlar arasında ve demokrasilerin içinde demokrasinin düşmanlarını örgütlediler. İşçi sınıfı hareketi içinde işçi sınıfının düşmanlarını örgütlediler. Komünist hareket içinde sosyalizmin, komünizmin düşmanlarını örgütlediler. Bunlar onların savaş yapma yollarıdır.

İşçi sınıfına karşı, insanlara karşı, milletlere karşı, demokrasiye karşı, komünizme karşı savaşlar yaptılar! Silah kullanarak öldüremediklerini açlıkla öldürdüler! Savaş yapmak ve öldürmek ve milletleri taş devrine geri göndermek için ekonomik ambargoları kullandılar.

Ve, daha önce olduğu gibi , şimdi de, ve sadece dünyanın emperyalist büyük güçleri değil fakat küçük güçleri ve dünya emperyalizmin hiç gücü olmayan parçaları dahil hepsi ABD tarafından yönetiliyorlar ve ABD’nin çevresinde birleştiler. Bugünkü dünyada ülke yöneticileri ABD yönetiminde ve ABD etrafında gerici ve sağlam bir grup oluşturmuş olan dünya emperyalist güçlerinin, batılı emperyal güçler olarak bilinirler, söylediğini yapmazlarsa, eğer o idareciler bu emperyal güçlerin her istediğini yapmazlarsa, onlar kendileri tarafından oluşturulmuş gericilerden bile olsalar şu veya bu araçlar kullanılarak onlara karşı da savaş yapılır.

Savaş onların hayatlarıdır. Savaşsız var olamazlar ve yaşayamazlar. Bu sebebledir ki Barışı Savunmak Yasasını geçirmek gibi bir niyetleri hiç olmadı, böyle bir Yasanın varlığı gerçeğini sakladılar, ve bu Yasayı geçiren ülke olan Sovyetler Birliği'nin tam kendileri gibi bu yasanın düşmanları olan kişiler tarafından yönetilmesini garanti altına aldılar, ve Sovyetler Birliğini Sovyetler Birliğini yöneten Barışı Savunmak Yasasının düşmanlarıyla birlik içinde yıktılar.

Dünya halklarına karşı nasıl savaş üstüne savaş yapabiliyorlar? Esas sebeb Sovyetler Birliği'nin iç ilişkilerinde olduğu gibi uluslararası ilişkilerinde de Barışı Savunmak Yasasını uygulayan güç olmaktan , iç ilişkilerinde olduğu gibi uluslararası ilişkilerinde de bu Yasayı uygulamayan bir güçe dönüştürülmesidir. Sovyetler Birliği politikasındaki bu önemli değişiklikten sorumlu olanlar herkes Barışı Savunmak Yasasında bahsedilen suçu işlemiş suçlulardır ve dolayısıyla insanlığa karşı suç işlemiş suçlulardırlar.

Görebildiğimiz kadarıyla bugün dünyada ABD tarafından yönlendirilen cani emperyalist güçleri durduracak güç yoktur. Nasıl mutlu olurlarsa öyle yaparlar ve savaş yaparak mutlu oluyorlar! Savaş propagandası yapan canilerdirler ve savaş yapan canilerdirler!

2. DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI VE ULUSLARIN EGEMENLİĞİ

ABD tarafından yönlendirilen emperyal güçler halklara, uluslara ve dünya ülkelerine karşı suç üstüne suç işlediler. İkiyüzlülükleri kendi halklarınca görülmeye başladı ve bunların caniliklerinden dolayı ezilen uluslar tarafından herzaman görülüyordu. Savaş yapmak problemli hale geliyor.

Bundan dolayı bu savaş yapmak için yeni metodlar ve sebebler yaratıyorlar, yani mazaretler üretiyorlar. Savaş yapmak için herşeyi söylerler ve yaparlar! Bugünlerde halkların kendilerini yönetmesi hakkını savunmak için, demokrasi için savaş yapıyorlar! Şimdilerde halkların hayatlarını savunmak için, hem de şu veya bu halkın hayatını savunmak için değil kendilerini yönetmek için devrim yapan halkların hayatlarını savunmak için, demokrasi için savaş yapıyorlar!

Şimdilerde ulusların bağımsızlığını savunmak için savaş yapıyorlar. Tüm bunların 10 Aralık 1948 de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul ve ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde kök salmış fikirler olması gerekir. Bu günlerden 60 seneden de öncesinde.

Bu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi hakkında bir tartışma vardı (bakınız: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Hakkında:

http://www.st-cyprus.co.uk/gazete/dosya/insanhaklarievrenselbeyannamesihakkinda

ve Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkeler diğer şeyler yanında şunlara değindiler:

a. Bu beyanname faşişme karşı demokrasiyi savunmaz. Faşişmi, Nazizmi lanetlemez.

b. Bu beyanname sömürge halklarının özgürlüğünü, ulusların, halkların eşitliğini savunmaz,

c. Bu beyanname ulusların, ülkelerin egemenliğini savunmaz.

d. İlan edilen insan hakları çağdışıdır, azdır ve bunların bile yasal dayanağı yok.

e. Bu beyanname kişilerin, ulusların ve ülkelerin bu sınırlı hak parçacıklarını bile pratik olarak kullanabilmeler için gerekli araçları da sağlamamaktadır.

f. Bu beyanname bireye milletini savunmak, ülkesini savunmak için hiç bir sorumluluk yüklemiyor!

3. LİBYA'NIN İŞGALİ

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin ilanından çok geçmeden BM ABD tarafından yönlendirilen dünya emperyalizminin bir saldırganlık aracına dönüştürüldü.

Bu geçmişte Kore'nin, ve yakın geçmişte Irak'ın ve şimdi Libya'nın işgalinde açıkça kanıtlandı. Onların tüm bunları yapmaya daha o günlerden hazırlanmakta oldukları gerçeği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tartışması sırasında Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkeler tarafından görülmüştü. (bakınız: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Hakkında:

http://st-cyprus.co.uk/gazete/dosya/insanhaklarievrenselbeyannamesihakkinda

Libya'da tüm bunların insanların hayatlarını korumak için yapıldığı açıklaması en iğrenç ve ikiyüzlü bir yalandır. Benzer yalanlar Birinci Dünya Savaşının başında da edilmişti. Britanya savaşa küçük, savunmasız Belçika'yı saldırgan Almanya'nın işgalinden kurtarılmak için katıldığı ilan edildi .

Lenin'in yıllar önce -eksiği veya fazlasıyla- söylediklerini tekrarlayalım:

O sebeb için olsaydı saldırgan, emperyalist Almanya'ya karşı böyle bir savaşı ilk biz komünistler desteklerdik. Fakat söylenen yalandır. Britanya, bu savaş için hazırlanıyordu, emperyalist sebeplerle, öteki ülkeleri işgal etmek, yeni sömürgeler kazanmak, emperyal rakiplerini yenmek için savaşa katıldı, küçük Belçika'yı kurtarmak için değil.

Bunu benzer bir şekilde söyleyelim, o sebeb için, yani insan yaşamını korumak için, demokrasi için olsaydı emperyalizmin dünyasında kendine yer arayan savaş yapıcısı Gaddafi'ye karşı, ve aynı zamanda Britanya tarafından örgütlenen İslamcılar tarafından yönetilen, vakti zamanında Britanya'ya hizmet için Britanya tarafından tahta oturtulmuş olan köle kralın bayrağını sallayan, emperyal Britanya'nın muhbirlerine, onun vatan haini kölelerine karşı savaşı ilk destekleyen biz komünistler olurduk.

Fakat Birinci Dünya Savaşı döneminde olduğu gibi, bugün de Britanya ister hükümette olsunlar isterse muhalefette, emperyal gayelerini, savaş yapıcı politikalarını, savaş yapıcı sicillerini saklamak için yalan söyleyen yalancılar tarafından yönetilmektedir.

Fakat sonsuz yalanlar ve sonsuza kadar tekrarlanan sivil zayiatı önlemek için yapabileceğimiz herşeyi yapıyoruz lafları hiçbir işe yaramaz. Modern savaşlarda hiç kimse savaş suçu işlemeyi önleyemez, sivillere karşı suçu önleyemez ve bu nedenledir ki ki savaş suçu çoktan beri yerini savaşın kendisi suçtura bıraktı.

Büyük ve küçük bütün suçlular, halklar tarafından, uluslar tarafından, dünya ülkeleri tarafından ve ilk ve en başta bu suçluların kendi ulusları tarafından bir gün cezalandırılacaklardır.

Savaş propagandası yapmak, savaş yapmak, savaş yapıcılarına imkanları sağlamak insanlık düşmanı suçtur!

4. LİBYA'YA KARŞI SALDIRIDA KIBRIS'TA BRİTANYA ÜSLERİNİN KULLANIMI NATO'nun üyesi olarak, Dünya emperyalizminin üyesi olarak Türkiye ve Yunanistan, ikincil derecede güçlerdirler, Britanya ve ABD'nin yardımcı birlikleridirler. Bizim dikkatimiz Britanya üzerinde yoğunlaşmalı, onun Kıbrıs'tan defedilmesine yoğunlaşmalı, ve Yunanistan ve Türkiye Britanya'nın Kıbrısı köleleştirmesinde onun destekçileri oldukları için, NATO üyesi oldukları için, Kıbrıslıları (Türkler ve Rumlar) kurtarmak yerine Kıbrıslıları NATO adına, Britanya ve ABD adına köleleştirdikleri için rezil edilmelidirler.

Gerçek şudur ki Türkiye ve Yunanistan Nato üyelikleri aracılığıyla, Britanya ve ABD ile yakın işbirlikleri aracılığıyla Yunanistan'da Yunanlılara (ve Turklere), Yunanistan'ın kurtuluşuna ihanet ettiler, ve Türkiye'de Türklere (ve Kürtlere) ve Türkiye'nin kurtuluşuna ihanet ettiler, ve her ikisi de birlikte Türk ve Rum Kıbrıslıların özgürlüğüne ve Kıbrıs'ın kurtuluşuna ihanet ettiler. Sadece bu da değil, NATO adındaki suç örgütüne, ulusları köleleştiren bu örgüte katılarak, ayni zamanda Avrupa Savunma Örgütü'ne katılarak, diğer ulusların özgürlüklerine de ihanet ettiler. Görüldüğü gibi, bizim ülkemiz Britanya tarafından Libya halkını bombalamakta kullanılıyor.

Biz Kıbrıs'ın Rum ve Türk işçileri ve köylüleri olarak, biz Kıbrıs'ın Rum ve Türk komünistleri olarak, biz Kıbrıs yurtseverleri olarak gücümüzü birleştirmeliyiz, Britanya'nın bu üsleri kullanmasına karşı çıkan bir kitle hareketi yaratmalıyız, ve böylece şerefimizi korumalıyız. Sadece bu değil, bunu başarırsak Britanya'nın ikiyüzlülüğünü teşhir edebiliriz. Eğer Kıbrıs'taki bir kitle hareketi Britanya’dan Kıbrıs'taki üslerini kullanarak Libya'ya yaptığı saldırıyı hemen durdurmasını talep ederse, ve Britanya bunu reddederse, bu olgu gösterecektir ki Britanya Libya’da yaptıklarını, bugünlerde sıkça lafını ettiği nedenle, yani insanlar istedikleri gibi yaşamayı başarsınlar diye yapmıyor, gerçekte tüm istedikleri diğer ulusları sömürmek ve yönetmektir. Britanya'ya savaş yapmanın insanlık düşmanı suç olduğu hatırlatılmalı ve böylesi bir suça herhangi bir şekilde yardımcı olmanın da insanlık düşmanı suç olduğu bilinmeli, ve bizim ülkemizin böylesi canice faaliyetler için kullanılıp bizim de onların suçlarına ortak edilememizin kabul edilemez bir durum olduğu da ilan edilmelidir.

Kıbrıs'taki Britanya üsleri kapatılmalıdır ve Britanya’nın Kıbrıs'taki tüm hakları lav edilmelidir.