Trodos dağlarının kalbi Solea Vadisi’ndeki korkunç yangın Kıbrıs halkında büyük keder ve hayal kırıklığına yol açmıştır.

Bir kez daha, kapitalist sistemin doğal afetler karşısındaki çaresizliğine şahit olduk. Belli ki, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin silah için, yüksek maaşlı bürokratlar ve askerler için parası var ama her türlü doğal afetle başa çıkacak yeterli fonları yok.

İkinci olarak, burjuvalar, böylesi ciddi bir doğal felaket karşısında bile işbirliği yapmaktan acizdirler. Zıtlaşan iki tarafın yangını söndürmek için güçlerini birleştirememeleri oldukça moral bozucu olmuştur. 2011'deki Mari felaketinde işgal güçlerinden elektrik satın almanın formülünü bulan Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti, yardım etmek için ellerindeki tüm imkanlarla yardım etmeyi öneren Kıbrıs Türk tarafının yardımını elde edebilmek için aynı formülü bulamamışken, Türkiye durumdan politik avantaj elde etme peşinde koşmuştur. Kalbimizi yakan yangın, kolaylıkla Kıbrıs halkını birleştiren bir kıvılcıma dönüştürülebilirdi.

Herşeye rağmen, kişisel bazda da olsa, birçok Kıbrıslı Türk gencin Kıbrıslı Rum yurttaşlarıyla yan yana gönüllü yardım teklifinde bulunmalarını gözlemlemek oldukça memnuniyet verici olmuştur.

Böylesi insani bir meselede işbirliği yapmayı beceremeyen Kıbrıs ve Türkiye'nin burjuva liderliklerine yazıklar olsun.

Akılda tutalım ki, tüm insanlık ve doğal çevrenin geleceği için dünya proletaryası iktidarı gerçekleşmediği takdirde kapitalizm tüm dünyayı yokedecektir.

Mehmet Birinci

Kıbrıs Sosyalist Partisi

Genel Sekreteri

24 Haziran 2016