Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yapılan 22 Mayıs seçimlerinin kısa değerlendirmesi!

22 Mayıs'ta Kıbrıs'ın güneyinde yer alan seçimler, kitlelerin burjuva demokrasisine duydukları güvenin artan bir şekilde kaybolmaya başladığını gösterdi.

Bu seçimler, temsili demokrasinin giderek işlevini yitirdiğini giderek artan sayıda halk kitlelerinin burjuva politikacıların sözlerine itibar etmediklerini, seçilene kadar verilen vaatlerin tutulmadığının farkında olduklarını gösterdi.

Geçen 5 yıllık dönemde hükümet eden AKEL ve DİSİ'nin halka vaat ettiklerinin hiçbirini yapmadıklarını, hatta tam tersi icraatlar içinde olduklarını gören kitlelerin önemli bir kesimi sandığa gitmemiştir. Gidenlerin de çoğu karşılarında güvenebilecekleri bir seçenek bulamadıkları için bu iki partiye oy vermek ve bunları her şeye rağmen birinci ve ikinci parti olarak sandıktan çıkarmak durumunda kalmışlardır. Bu arada aşırı sağ partilerin oy oranlarındaki artış, aslında sağın güçleniyor olmasından kaynaklanmamaktadır. Tersine sandığa gitmeyenlerin çok olması, oy kullananların azalması bu partilerin aldığı oy oranını gerçekte olması gerekenin üstüne çıkarmıştır.

Bu durum temsili demokrasinin bir kez daha pratikte iflasının tescilidir. Çünkü bu sistemde sandığa gitmeyenlerin ortaya koyduğu protest irade temsil edilememekte, üstüne üstlük hiç hak etmeyen gerici partilerin hanesine, oy oranlarının artması şeklinde yansımıştır. Kıbrıs Sosyalist partisi Kıbrıs Cumhuriyetinin iki toplumlu seçim sistemi uygulaması nedeniyle 22 Mayıs seçimlerine katılamamıştır. İşçi ve emekçilerin temsilcisi olduğunu iddia eden AKEL, hükümetteki icraatlarıyla, uyguladığı burjuva liberal ve işçi sınıfı düşmanı politikalarıyla emekçilerin güvenini yitirmiştir.

AKEL'in bu güveni yeniden kazanabilmesi ancak Kıbrıs sorununda anti-emperyalist bir çizgi ve işçi sınıfının yaşam koşullarının artırılması için sendikal çalışmalara destek vermesi, liberal kapitalist sözde ekonomik önlemlere karşı mücadele bayrağını açarak, kapitalizme karşı sosyalizmi savunmak. Sermayenin egemenliğine karşı emeğim egemenliği için mücadele etmekle mümkündür.

Kapitalist sistem kitleleri her gecen gün daha da yoksullaştırmaktadır. Kapitalist sistemde emekçi halkın ekonomik refaha kavuşması mümkün değildir. Kapitalist temsili demokrasi işe yaramaz bir siyasi sahtekarlıktan başka birşey değildir.

Yaşasın doğrudan demokrasi!

Yaşasın Sosyalizm!

7 Haziran 2016