Sosyal Adaletsizlik Mi Dediniz?

Cuma, 06 Nisan 2007

Geçtiğimiz günlerde genç işadamlarının oluşturduğu GİAD ve JAYCEES örgütleri ortak basın açıklaması yaptı. Ve kamu sektörü çalışanlarını temsil eden sendikaların taleplerine dolaylı olarak karşı durduklarını bildirdiler ve bunu da “sosyal adaletsizliği ve eşitsizliği dinamitleyici talepler” ifadesiyle açıkladılar. Kuzey Kıbrıs yönetiminin bütçesinin ortak bütçe olduğunu ve kamu çalışanlarının bundan faydalandığını işverenlerin çalışanlar kadar bu bütçeden faydalanmadığını ileri sürdüler. Oysa hükümetin bu güne kadar yaptığı uygulamalarda özel sektörün daha da yaygınlaşması yönünde ve işverenlerin ceplerini daha da şişirmeye yönelik olduğu gerçeği unutuluverdi genç işadamları tarafından... Kalkınma Bankası'nın golifa gibi dağıttığı düşük kredilerin işverenlerden başka kimseye verilmediği, özel sektörde zora giren işletmelere kaynak aktarıldığı bilgileri burjuva basında çıksa da GİAD ve JAYCEES bunları unutuverdi.

Yok, yok...

Bizce GİAD ve JAYCEES örgütlerinin açıklamaları başka amaçlar güdüyor. Ve bu örgütler amaçlarını açıklamaktan da geri durmuyorlar. GİAD ve JAYCEES kamunun piyasada olmasını istemiyor. GİAD ve JAYCEES özel sektörün piyasayı tamamıyla yönetmesini istiyor. İşverenler “piyasa ekonomisi” ile ceplerini şişirirlerken onların işyerlerinde çalışan işçileri de asgari ücretle çalıştırmaya hatta kamu sektöründe çalışanların ücretlerini de özel sektördeki ücretlere çekmek istediklerini utanmadan talep ediyor hükümetten... Bunları da kuzey Kıbrıs'a sermaye akışını sağlama bahanesi ile gerekçelendiriyorlar.

Yeni “golballeşme” ile yaratılan ortamda özel sermaye azami karlar elde edeceği yerlere yatırım yapmak için çırpınıyor. Azami karların da çok ucuz işgücü ile sağlandığı herkese malum... Büyük kapitalist-emperyalist ülkelerde sermayenin Çin, Bangladeş, Türkiye ve Hindistan gibi ülkelere yatırım yapmalarının arkasında yatan neden sadece ucuz işgücü ve ucuz ham madde kaynaklarıdır. Sermaye kasada tutulduğu zaman artmadığına göre bu sermaye ancak ve ancak işçileri çalıştırarak ve onların ürettiklerine el koyarak artma gösterebilir. Ve bu artış sıradan bir artış ise, yani ortalama bir artış sağlıyorsa bulunduğu yerden ayrılarak azami artış elde edilen yerlere gider.

GİAD ve JAYCEES tam da bu noktada uluslararsı sermayenin kuzey Kıbrıs'taki temsilciliğini ve sözcülüğünü yapıyor bu açıklamalarla...

Hem kuzey Kıbrıs'ta var olan devlet kimin devleti ki? Yasaları, güvenlik güçleri ve yargı organları ile bu yönetim işçilerin çıkarlarını mı koruyor? Örneğin, özel sektörde sendikalaşmaya çalışan işçilerin, özellikle de göçmen işçilerin, patronlar tarafından işten atılmasına olanak sağlayan yasalar ve onları uygulayan güvenlik güçleri patronların emrinde çalıştığı halde GİAD ve JAYCEES bunu dahi gizlemeye çalışıyor. Çünkü GİAD ve JAYCEES işçilerin kısıtlı olan haklarının kamuda da özel sektörde olduğu gibi kısıtlanmasını istiyor da ondan... Ucuz kamu çalışanları sayesinde işverenlerin vergileri azalacak. Ucuz kamu çalışanları sayesinde patronlar işlerini daha ucuza mal edecek. Ucuz kamu çalışanları sayesinde işverenlerin elde ettikleri fahiş karlar daha da artacak. GİAD ve JAYCEES işverenlerin gücünü daha da artıracak bir EŞİTSİZLİK talep ediyor CTP hükümetinden...

CTP hükümeti ya işverenlerin bu taleplerini yerine getirecek ya da kapitalizmin mevcut eşitsizliğine son vermek için emekten yana adımlar atacak.

Hem çalışanların hem de işverenlerin çıkarlarının kapitalizm ortamında karşılanabileceğini savunmak tam anlamı ile ütopyacılıktan ve özel sektör ile kamuda çalışan işçi ve memurları aldatarak onların sömürülmesini sağlamaktan başka birşey değildir.