DOĞRUDAN DEMOKRASİNİN GEREĞİ

Cumartesi, 12 Mart 2011

Tufan ERHÜRMAN,  3 Mart 2011’da Kıbrıs Postası'nda ‘Demokrasinin gereği’ başıklı bir yazı yazdı. İlk başta Tufan ile birlikte şunu tespit etmeliyiz. Gerçekten de seçimler öncesi verdikleri sözleri tutmayanlar demokratik temsiliyet haklarını yitirmişlerdir. O halde derhal seçime gidilip verdikleri sözleri tutacak birilerini seçmek gereklidir. UBP hükümeti ve Cumhurbaşkanı istifa etmeli, hem hükümet (meclis) hem de Cumhurbaşkanı seçimleri yenilenmelidir. Açıktır ki tüm vatandaşlar belediyeleri de dikkatli incelemeye almalı ve aynı şekilde sözlerini tutmayan belediye başkanları ve belediye meclisi üyelerini de yeniden seçime zorlamalıdırlar. Bu yaklaşım gelenek haline gelmelidir.  Tufan ERHÜRMAN bu konuda tutarlı olacaksa tutarlı olmalıdır. Tutarlı olduğu oranda görecektir ki biz kendisini sonuna kadar destekleriz; yani verdiği sözü tutarsa! Ancak bu noktada ve bu konuda Tufan bir problem görüyor. İlk seçim öncesi verdikleri sözleri çiğneyenler, “mademki sözlerimizi mevcut şartlardaki değişiklik nedeniyle tutamıyoruz, o halde tekrar seçime gidelim” derlerse ve yeni seçimlerde bu sefer sözlerinin tersi olarak, yapmaya başladıkları şeyleri yapmayı üstlenerek seçilirlerse ne olacak diyor? Hiç de iyi olmaz diyor, demokrasi tükenir vb diyor. Bizce burada bir sorun yoktur. Demokratik olarak seçmen öyle istiyorsa öyle olur. Antik çağın Atina’sında seçmen birkaç provakatörün sözüne uyup Sokrates’i ölüme mahkum ediyor. Ve Sokrates hiç sorun etmeden zehiri içiyor. Demokrasi bu. Öyle olmalı! Sokrates'i provakatörlerin kışkırtmasıyla ölüme mahkum eden demokrasi türü köle sahiplerinin de olsa doğrudan demokrasi türüydü. Seçmenler sadece yasa yapacıları değillerdi. Yargı işini de doğrudan yapıyorlardı. (Tüm diğer devlet işlerini de) Bunu aklımızdan çıkartmayalım. Kenarda dursun. Tufan yoldaş iç tutarlılığını sağlamak için açık ki epey zahmet ettiği yazısında tüm fikir silsilesinin temel zaaflarının tüm iç tutarlılığına rağmen yazıyı kökten çökerttiğini göremiyor. Özür diliyerek ona bu zaafı gösterelim. Yazının 15 ve 16’ıncı maddelerinde ele alınan soruna çözüm getirilmiyor. Halk ilk başta verdiği sözü tutmayan partiyi bu sefer sözünü tutabileceği değişikliklerle seçerse ne olacak? Demokrasi kimsenin inanmadığı bir gösteriye dönüşecek. Bitecek, tükenecek. Tufan seçmeni tehdit ediyor. Siz ne biçim adamlarsınız diyor. Daha önce sözünü tutmayan adamları tekrardan nasıl seçersiniz diyor. Öyle yaparsanız demokrasiye olan inanç gider diyor. İyi ama daha 14’üncü maddede vatandaşlar inaçlarını yitirmemeleri gerektiği konusunda uyarılıyorlardı. Buradan çıkan sonuç yeniden seçimleri yapıncaya kadar inancınızı yitirmeyin, ama seçimlerde tekrar UBP kazanırsa işte o zaman inancınızı yitirin demektir. Bu durum, Tufan yoldaşın demokrasi konusunda yazısının çıkarcı ve dar hesaplarla yazıldığının ve bu nedenlerle de tutarlılığını, onca zahmete rağmen ve bariz bir şekilde yitirdiğinin ispatı. Demokrasi tutarsızlığı kaldırmaz. Bu tutarsızlık tüm makaleyi yıkıyor vede tabii ki seçimlerin yenilenmesi, doğru ve haklı talebini de zedeliyor. Uyaralım. Ama bu durum ikincil bir sorun. Tufan yoldaşın esas zaafı demokrasi konusunda aşırı geri ve dar fikirlere sahip olmasından kaynaklanıyor. Mesela daha ikinci maddede nüfus çokluğu nedeniyle meydanlarda toplanıp doğrudan demokrasinin uygulanamayacağını (antik Atina türü) işte bu nedenle de temsili demokrasinin gerekli olduğunu anlatıyor. İyi ama bu çok gerilerde kalmış vede milyarder Bill Gates vari bir gerici yaklaşımdır. Bill Gates ki komputer programlama uzmanıdır, o bu işlerden milyarlar kazandığı için kompüterlerin, internetin demokratik kullanımının azılı düşmanı bir gerici ve demokrasi düşmanı bir tekelcidir. Ve bu onun açısından anlaşılır birşeydir. İyi ama Tufan'a ne oluyor ki? Milyarder mi? Değil. Tekeller sahip, bir tekel taraftarı, dolayısıyla demokrasinin azılı düşmanı mı? Değil. O zaman internet çağında nasıl oluyor da tutmuş meydanlarda toplanamayız o halde temsili demokrasi tek yoldur diyebiliyor? Kıbrıs Sosyalist Partisi olarak ve Kıbırs’ta Sosyalist Gerçek olarak kaç kez anlattık. Tekrarlayalım; internet doğrudan demokrasiyi mümkün kılan bir teknik gelişmedir. “Meydanlarda toplanamıyoruz o halde temsili demokrasi kaçınılmazdır” önermesi gerilerde kalmış, gerici bir yaklaşımdır. Tufan yoldaş bu yaklaşımı terk etmelidir. Demokrasi konusundaki bu yazısını doğrudan demokrasi için bir yazıya dönüştürmelidir. Bu yukarıda ele aldığımız tutarsızlığı da ortadan kaldıracaktır. Seçmenlerin hali hazırda var olan demokrasi güvensizliği tamı tamına da demokrasinin temsili demokrasi olmasından kaynaklanmaktadır. Tufan yoldaşın mevcut hükümetin meşrutiyetini yitirdiği hakkındaki doğru tespitleri genellikle mevcut hükümetlerin iktidarlarını terk etmelerine yol açmaz. Bu nedenledir ki ve yılların tecrübesiyledir ki burjuvazinin kontrol etmekte olduğu bu temsili demokrasiye karşı seçmenler arasında güvence yoktur. Tufan'da bile yoktur, çünkü  gördük ki Tufan bile yeni seçimlerde UBP yine sandıktan çıkarsa kendisi de dönüp “ben de yitirdim demokrasiye inancımı” diyecek! 14üncü maddede halka bir seçimlik sabır önerip 16ıncı maddede belirtildiği gibi ve UBP seçilirse sabrını yitirenlerle aynı yere gidecek. Ama nereye gidecek? Demokrasiyi kaçınılmaz olarak temsili demokrasi ilan ettikten sonra geriye ne kalacak? Güvenilmeyen bir demokrasi. Tutarlı olacaksa Tufan yoldaş, onun demokrasi içindeki faaliyetlerine son verip demokrasi dışı faaliyetlere başvurması gerekecek. Tabii ki ve bu arada Tufan kardeş sen bir seçim daha diyorsun ama biz açık seçik görüyoruz, kaç kez göreceğiz, olmaz bu demokrasi derse bir anarşist ve “sen de bekleme bir seçim daha ve bizimle birlikte demokrasiden vaz geç” derse yerinde olmaz mı? Yani Tufan'ın bu yaklaşımı biraz anarşistçe kaçmıyor mu? Demokrasiyle başladı ama anarşizmle bitirdi bizim Tufan yoldaş. Tufan'ın demokrasi içinde kalabilmesinin tek yolu vardır. Demokrasi anlayışını o geri konumdan alıp ileri konuma taşımak. TC Başbakanı T. Erdoğan’ın ileri konumundan bahsetmiyoruz, çünkü ve malumdur ki o da temsili demokrasinin aşığı... O da doğrudan demokrasi istemiyor. Bizim demokrasinin ileri götürülmesinden anladığımız temsili demokrasinin bir ilerisine gitmek, doğrudan demokrasiye gitmektir. İnternet bunu mümkün kılmaktadır. (bakınız: ‘İnternetin Ağında’ N. Şen) Kaldı ki Kuzey Kıbrıs’ta meydanlarda toplanarak doğrudan demokrasi uygulamak da mümkündür. Gerek 2004 yılındaki gerekse bugünlerdeki mitinglerde İnönü meydanına hemen hemen tüm seçmenler toplanmaktadır. Seçimlere katılım oranı da dikkate alınırsa hemen hemen tüm oy kullanan seçmen bu mitinglerde yer almaktadır. O halde? O halde ve eğer demokraside ileri bir adım atılmakta ortaklık ve kararlılık sağlanırsa o toplantılar sırasında doğrudan demokrasi uygulanabilinir. Vekiller mesela o toplantılarda seçilebilinir. Sözünü tutmayan hükümet o toplantılarda devrilip yerine yenisi seçilebilinir. Vergilerin ne kadar olacağı, maaşların ne kadar olacağı, garanti anlaşmalarının ne anlama geleceği, hangi askerin nerede kalabileceği -örneğin, İngiliz üslerinin sökülüp atılacağı- bu toplantılarda karar altına alınabilinir. Alınırsa da demokrat olanlar tarafından da uygulanır. Demokrat olanlar uyarlar. Uymazlarsa, kararı alan, yani halk onlar (uymayanlar) hakkında da kararını verir. Böylece kimin demokrasi taraftarı, kimin demokrasi düşmanı olduğu da açığa çıkmış olur. Şimdi birisi dönüp de “iyi ama Araplara geldi mi demokrasi teleplerine toz konduramyan  İngiltere'de bile hükümet ortakları açık açık verdikleri sözleri ayaklar altına alıyorlar vede hiç de istifa etme ve yeni seçimler ayarlama derdinde değiller” diyebilirler. Ve onlara demokrasiden bezmemelerini ve  bir seçimicik daha bu şamataya katlanmalarını önermek pek iyi olmayacaktır  değil  mi Tufan yoldaş? Doğrudan demokrasi bu sorunları çözer ama doğrudan demokrasi olmazsa bu sorunlar çözülmez. Temsili demokraside hükümetin kendi iktidarını sona erdirmesi için herhangi bir yasal zorunluluk yoktur. Ama doğrudan demokraside? Bunu seçmen doğrudan karar altına alır. Ve işte Tufan yoldaşın 14üncü maddesiyle 15inci madde üzerinden varılan 16ıncı maddesi arasındaki uzlaşmazlık böyle çözülür. Ayrıca, Tufan yoldaşın herkese vede kendisine önermekte olduğu demokrasi düşmanlığı, anarşitliğe varan yaklaşımlar da böyle çözülür. Bu arada doğrudan demokrasinin kötü bir örneği olarak İsviçre vardır. Onlar da, burjuva hakimiyeti nedeniyle demeyelim de  ne hikmetse (?) diyelim, bir türlü internet kullanmaya ve doğrudan demokrasilerini her alana uzatmaya yanaşmıyorlar. Ama bu bile ve bu kısıtlı haliyle bile modern toplumlarda doğrudan demokrasinin hiç mümkün olmadığı temsili demokrasinin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu tespitinin yanlışlığını kanıtlamaya yeter. Malum olduğu üzere İsviçre'de en azından bir kantonda seçmenler meydanda toplanarak karar alırlar. Tufan'ın yaklaşımındaki bir diğer sorun da güçler bölünmesiyle ilgidir. Yasama seçimle geliyor ama yürütme ve yargıda seçim yok. Bu güçler bölünmesi ve hele hele bu bölünme işinde sadece ve sadece yasamanın seçimle oluşturulması Tufan yoldaşın yaklaşımındaki bir diğer geri nokta. Bu konuda hali hazırda ve güçler birliği örneği (Sovyetler Birliği) vede yargının, polis vb.nin seçimle gelmesinin (Sovyetler Birliği ve Amerika) örnekleri vardır. Zavallı Sokratesi ve antik çağ Atina’sını hatırlatmayalım. Doğrudan demokrasi seçmenlerin temsili demokrasi nedeniyle oluşan demokrasiye olan güvensizliğini yok eder ve onlara gerçek bir demokrasi sevgisi ve kültürünü verir. Bizce işler seçmenlerin 4 saat geçimleri için çalışmaları 4 saat de demokrasi için, siyaset için, devleti yönetmek için çalışmaları ve devlet görevi iş olarak iş yapmasına kadar uzatılmalı, ilerletilmeli, geliştirilmelidir. Bu sayede işte verdiği sözü tutmayanları tekrar seçen seçemene “bunu nasıl yaparsınız, böyle yaparsanız demokrasiye olan güven yıkılır” diyerek aslında demokrasiyi imkansız kılan yaklaşım da ortadan kalkar. Vatandaş yanlış yapsa bile sürekli olarak ve her an baştakileri değiştirme olanağına sahip olduğu için bu demokrasiye olan güveni yıkmaz. Hata görülür ve onlar da tekrardan devrilir. Ne de olsa karar verici demos'tur. Hani daha birinci maddede dedi ya Tufan yoldaş. Demokrasi demek demos'un, halkın, iktidarı demektir. O halde demokrasi halkın iktidarı olmalıdır. Demokrasi Doğrudan Demokrasi olmalıdır.