Cuma, 01 Şubat 2008
CTP-ÖRP hükümeti ve özellikle de CTP'li Çalışma Bakanı çalışma saatlerini düzenleyeceklerini, amaçlarının da "çalışanları korumak" olduğunu açıklamıştı. Hükümet aylarca Pazar günleri 50 metrekareden büyük marketlerin pazar günleri kapalı olması gerektiğini vurgulamaktaydı.
Hatta Dev-İş Başkanı Mehmet Seyis Pazar günlerinde marketlerin kapatılmasını "insani bir çalışma" olarak adlandırdı. Yine Seyis geçen hafta "Çarşambayı dört gözle bekliyoruz. Hükümetin bir avuç insafsız sermayeye tam manasıyla teslim olup olmadığını Çarşamba gün göreceğiz" diyerek bu konuda bayağı açık konuşmuştu. Bakanlar Kurulu kararının açıklanacağı gün Kıbrıs Türk Ticaret Odası anket sonuçları burjuva basında çarşaf çarşaf yayınlandı. Bu anket, sonuçları aynı anket şirketinin hem de bir daha önceki anket sonucunu yalanlarcasına sonuçlarla... Amaç belli idi. Anketler "halkın çoğunluğu" marketlerin Pazar günleri açık kalmasını talep ediyor" mazaretini hükümete hazırlamıştı. Oysa, çok meşhur söz vardır: "Yalanlar, kahrolası yalanlar ve ististikler" diye... Bu anketlerde sorulan sorular da tam yalan istatistik yaratmaya yönelik idi. Anketlerin yayınlandığı gün 30 Ocak 2007 tarihinde bir de baktık ki Bakanlar Kurulu da çalışma saatlerini düzenlediğini açıkladı. Bu karara göre işyerleri 1 Ekim ile 30 Nisan arasını kapsayan kış döneminde Pazar ile Perşembe günleri arasında 05.00-20.00; Cuma ve Cumartesi günleri 05.00-21.00 saatlerinde; 1 Mayıs ile 30 Eylül arasındaki yaz döneminde ise haftanın tüm günlerinde 05.00 ile 21.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek.
Gerçekten de dağ fare doğurdu!
Hükümet bu çalışma saatleri düzenlemesi ile hem büyük market sahiplerini hem de küçük bakkal sahiplerini korurken çalışanları dikkate bile almadı. Çalışanları sabahın 05:00'inde vardiya usulü gibi ancak asgari ücretle çalıştıran büyük market sahipleri iliklerine kadar sömürmeye devam edecek. Sabahın erken saatinde işe başlayan işçiler ya da geç vakitlere kadar çalışan işçilerin ücretlerine vardiya eklemesi de yapılacak mı? Bu konuda "emek en yüce değerdir" diyen CTP'den ve onu destekleyen sendikalardan tıs dahi çıkmıyor.
Tüm bu gelişmeler karşısında ancak şunu söyleyebiliriz.
Hükümet bir avuç insafsız sermayeye tam manasıyla teslim olduğunu en bariz bir şekilde bir kez daha gösterdi.