Dünya Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart'ı 100. Yılında Kutlarken

Pazartesi, 07 Mart 2011

Gerek Kıbrıs'ta gerekse dünyanın birçok yerinde 8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. En sağcı siyasetlerden en solcu siyasetlere kadar birçok kesimler kendi siyasetindeki kadınlarının "kadınlar gününü" kutluyor. Oysa yüz elli yıldan daha fazla önce, ABD'de 40 bin dokuma işçisi kadının daha iyi çalışma koşulları talebiyle bir tekstil fabrikasında 8 Mart 1857 günü greve gitmesiyle doğmuştu Dünya Emekçi Kadınlar Günü...

8 Mart tarihinde öne sürülen erkek-kadın eşitliği talebine olumlu cevap yıllar önce 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi cevap vermişti. 1917 Rusya işçi-köylü-asker sovyetlerinin ilk aldığı kararlardan bir tanesi de yasa önünde kadın ve erkek eşitliği idi. Daha dünyanın hiçbir yerinde kadınların oy hakkı yokken Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde (SSCB) emekçi kadınlar hem seçme hem de seçilme hakkına sahiptiler. Sovyetlerde binlerce emekçi kadın seçilerek devlet yönetiminde aktif rol aldı.

SSCB Devleti emekçi kadınların toplumdaki rolünü çok iyi bildiğinden sadece onlara seçme ve seçilme hakkı tanımadı. Emekçi kadınların iyi bir eğitim alması için tüm olanaklarını seferber etti. Dünyanın o zamana kadar hiçbir yerinde olmayan ama SSCB'nin birçok yerinde var olan binlerce kadın doktor, öğretmen, mühendis, tornacı, ustabaşı, yönetici toplumsal yaşamda yerini aldı. Çocuk doğurmak kadınlar için bir külfet değil mutluluğun bir parçası haline geldi. Çünkü gerek çocuk gerekse de annenin ihtiyaçlarının her yönü ile karşılanmasına gidildi. İşyerlerinde bedava kreşler, çocukların emzirilmesi için kadınlara izinler, çocukların gelişmesi için çalışan kadınların işyerlerine yakın yaşaması için lojmanlar sağlandı. Sovyet soyalist toplumu bunu külfet değil komünizme giden yolun bir parçası olarak gördüğü için uyguladı.

Kapitalist-emperyalist ülkelerde yasa önünde kadın-erkek eşitliği kabul edilse bile hala daha eşit işe eşit ücret uygulamasında bir dizi gerekçe getirilerek kadın emekçilere daha düşük ücret veriliyor. Bir asıra yakın önce Sovyetler Birliği'nin uygulamalarını hala daha hayata geçiremiyorlar, geçiremezler de!   İşçiler, emekçi kadın yoldaşlar!

Kuzey Kıbrıs'ta daha geçen hafta onbinlerin içerisinde binlerce emekçi kadın erkek yoldaşları ile geleceklerine sahip çıkmak için katıldığı gösteride mücadelenin cinsiyet temelinde değil de sınıf temelinde olduğunu gösterdi. Kavgamızın cinsiyet gözetmeksizin ezen ve ezilen, sömüren ve sömürülen arasında olduğunu haykırdı.

Yoldaşlar!

En geniş demokrasi, yasa önünde herkesin eşit olacağı gerçek demokrasi, kadınların baskı altında olmadığı, sömürülmediği, mal olarak alınıp satılmadığı, her yönü ile kadın-erkek eşitliğinin olduğu şartlarda mümkün olabilir.

Öyle ise devleti yönetme hakkımızı burjuva temsilciler aracılığı ile değil de DOĞRUDAN kullanmak istediğimizi haykıralım. Çünkü erkek-kadın eşitliğinin yegane yolu devlet yönetiminde kadınların DOĞRUDAN söz hakkını kullanması ile gerçekleşebilir.

Kıbrıs'ta Sosyalist Gerçek