YAKIN GELECEK

Bugün yaratılan birçok şey bir günden fazla devam edecektir. Onlar yarının, aydınlık komünist yarının kaçınılmaz bir parçası olmalıdırlar. Ve böyle kalıcı objelere yaklaşım yarının yüksek gereksinmelerine uyum içinde olmalıdır. Böyle yüksek gereksinmelerin bakış açısından mühendislerin, tasarımcıların ve işçilerin yaklaştığı inşa projeleri örnekleri, Volga enerji devleri -Kuibişev ve Stalingrad hidroelektrik enerji istasyonları. Ve, tabii ki, otomasyon insan zekasının güçlü eserlerinde hakettiği öncü yerini alacaktır.

Otomatik aygıtlar çok geniş ünitelerin ayrılmaz parçalarını oluşturacaklardır. Hatasız, yüksek doğrulukta aletler sıcaklık derecelerini, basınçları, su düzeylerini ve yağ düzeylerini kontrol edeceklerdir. Otomatik güvenlik gereçleri, acil ve önleyici sinyal verme sistemleri uzaktan kumandalı üniteleri her türlü kazalardan koruyacaklardır.

Volga’dan “beyaz kömür” ile beslenen hidro-istasyonların güçlü jeneratörleri, devasa miktarda enerji verecektir. Dünyada en büyük olan Kuibişev ve Stalingrad hidroelektrik istasyonlarının yıllık toplam verimi, 20,000 milyon kilowatt-saat olacaktır. Bu çok büyük miktardaki enerjinin yarısından fazlası Moskova’ya gidecektir.

Dünyanın hiçbir yerinde elektrik taşıma hatları 287 bin voltu şu ana kadar geçmemiştir. Şimdi bu rakam şimdiye kadar hiç duyulmamış 400 bin volt büyüklüğüne ulaşacaktır. Şimdiye kadar dünyada en uzun taşıma hattı 430 kilometre uzunluğundadır. Şimdi bu mesafe iki katından fazla olmalıdır: Kuibişev’den Moskova’ya olan taşıma hattı 925 kilometre, ve Stalingrad’dan Moskova’ya 1000 kilometrenin üzerinde olacaktır.

Sovyet bilim adamlarının üstesinden gelecekleri çok geniş ve çok karmaşık görevleri vardır. Sadece emsalsiz baskı altında süper-uzun mesafeler üzerinde devasa miktarda elektrik taşımayı başarmak zorunda değildirler. Bütün enerji sisteminin, ve onun tek tek işletmeleri ve ünitelerinin otomatik ve uzaktan kumandası için yöntemler ve araçlar geliştirmek zorundadırlar; en etkili çalışma rejimlerini otomatik olarak belirleyecek ve istasyonların onları takip etmesini sağlayacak olan güvenlik gereçleri ve aygıtları tasarlamak zorundadırlar.

Bu devasa taşıma hattı her şart altında ne olursa olsun bitmeksizin ve durmaksızın elektrik taşımalıdır. Hattın dengeli ve tamamen güvenilir çalışmasını sağlamak ve onu kazalardan korumak otomasyonun görevidir. Onu yüksek gerilim şimşeklerinden koruyacak ve jeneratör rotorunun devirini kontrol ederek frekansı sabit tutacak otomatik aygıtlar olacaktır. İstasyonlar arasında basınç ve yük dağıtımını düzenleyeceklerdir. Eğer herhangi bir yerde belirlenmiş şartlardan bir sapma olursa, otomatik kontrolörler hemen otomatik düzenleyicilere düzenleme yapmak için sinyal göndereceklerdir.

Moskova elektrik şebekesini organize etmek, çok zor ve etkileyici bir mühendislik sorunu olacaktır, bu bir mühendislik sorunudur. Moskova’da bir merkez kontrol odası olacaktır. Bu oda Moskova’ya enerji gönderen Kuibişev ve Stalingrad hidroelektrik istasyonlarının tüm hatlarını ve ünitelerini, aynı zamanda en büyük istasyonları ve yüksek-voltaj hatlarını doğrudan kontrol edecektir.

Moskova’daki ortak merkezdeki kontrol odası mühendisi emirlerini ara aşamalar yoluyla göndermesi gerekmeyecektir. Uzaktan kumanda için gerekli araçlara sahip olarak, o, mesafe ne olursa olsun, otomatik olarak yüksek-voltaj hatlarını içeri dışarı kesecek, ve her istasyonun ve onun her ünitesinin çalışma rejimini belirleyebilir ve düzenleyebilir.

Günümüzdeki uzaktan-kontrol ünitelerinin elektrik mesajlarının gönderilmesi, alınması, anlamını çözmesi, kontrol edilmesi ve geri gönderilmesi 1-2 saniye alır. Bu Volga üzerindeki böyle çok büyük hidro-istasyonların uzaktan kontrolü için oldukça uzundur. Bu istasyonlar için tasarlanan uzaktan kontrol üniteleri komutları saniyenin onda birinde yerine getirecek ve sonuçlarını bildirecektir.

Kontrol odası mühendisi komutlarını doğrudan makineye göndermeyecektir, ama bir “otomatik operatöre” gönderecektir. Bu aygıt yükü üniteler arasında dağıtacaktır. Eğer “otomatik operatör” çalışmakta olan makinelerin aşırı yüklendiğini “bulursa”, yardımcılar içinde kesecektir. Dahası, bu en yüksek verimi garantileyecek şekilde yapılacaktır.

Kontrol odası bir başka otomatik ile donatılacaktır. Bu otomatik olarak her istasyon için en ekonomik çalışma rejimini belirleyecek ve hesaplayacak ve bu rejimi kendi-kendine hareket eden ünitelere otomatik olarak iletecek olan nadir bir makinedir.

Otomasyon sadece Volga enerji devlerinde yaygın olarak kullanılmıyor. Kendi-kendine hareket eden mekanizmalar halihazırda Lenin Volga-Don Gemi Kanalı’ndaki kilitleme işlemlerinin hızlandırılması için kullanılmaktadır. Otomatik teçhizat kanallarda, yeniden inşa edilen nehirlerde ve yeni denizlerde sinyal vermek için kullanılmaktadır. Kilit ve anahtar altında kapalı tutulmakta ve uzaktan kontrol edilmekte olan tam otomatik pompalama istasyonları, Volga-Don Kanalı’nda yaptıkları gibi, sadece kilitlemek için suyu pompalamayacaklardır, ama ayrıca başka amaçlar için de pompalayacaklardır.

Kuibişev ve Stalingrad hidroelektrik istasyonlarını Moskova elektrik şebekesine bağlamak kendi içinde bir son değildir. Ama o bir devinirlik toplama, birleşmiş bir Tüm-Birlik yüksek-voltaj elektrik şebekesine doğru büyük bir adımdır.

Ve Sovyetler Ülkesi’nin bütün engin toprakları elektriği yakıttan, hızlı sulardan, rüzgardan, ve atom enerjisinden elde eden S.S.C.B.’nin tüm enerji istasyonlarını tek bir üniteye bağlayacak bir yüksek-voltaj hatları ağı ile kaplanacağı bir zaman gelecektir. O zaman tüm sanayisel işlemlerin tam otomasyonu sorunu ortaya çıkacaktır.

Bu yakın geleceğin bir şeyidir. O özellikle berrak ve belirgin bir şekil almıştır, S.S.C.B.’de ilk sanayisel atomik enerji istasyonu faaliyete geçtiği günden bu yana, hemen hemen somut hale gelmiştir. Bugün, 27 Haziran 1954, atomik enerjinin barışçıl amaçlar için, insanlığın yararına ilk pratik uygulanmasının bir tarihi olarak tarihe geçecektir.

Komşu fabrikalara ve köylere elektrik sağlayan Sovyet atomik enerji istasyonu, onu nükleer reaksiyonlardan üretilen ısıdan elde etmektedir. Sanayisel enerji istasyonunun uranyum yığını içinde parçalanan çekirdeğin parçaları enerjisini grafite ve ılımlayıcı adı verilen bazı başka maddelere verir, böylece onları ısıtır. Bu yolla elde edilen ısı bir işleme sıvısını buharlaştırmak için kullanılır. Bu defa, bu buhar, bir elektrik jeneratörünü döndüren bir türbin arasından geçirilir. Böylece, nükleer enerji elektrik enerjisine dönüştürülür.

Bu dönüşüm o kadar basit gözükse de, eğer Sovyet bilimi ve mühendisliği, nükleer enerji istasyonunda yeralan işlemleri kontrol, düzenleme ve denetlemek için özel aygıtlar yaratmasaydı bu mümkün olamayacaktı. Nükleer enerjiyi kurtarmayı, nükleer reaksiyonların hızlı işlemlerini serbest bırakmada başarılı olmasına rağmen, insan gücünün yapamadığını otomatik alet yapabilir. Bu işlemler hız nakli oranını ve nükleer bölünme ürünlerinin çıkarılması ve toplanmasını düzenleyen otomatik aygıtlar tarafından denetlenirler.

Bugün Sovyet bilim adamları ve mühendisler 50-100 bin kilowatt kapasitede sanayisel atomik enerji istasyonlarının tasarımı üzerinde çalışmaktadırlar. 100 bin kilowatt kapasitede böyle bir enerji istasyonu günde 200-250 gram uranyum tüketecektir, aynı kapasitede bir termik istasyonu ise günde yüzlerce ton kömür gerektirir. Yakıt ve su gücü kaynaklarından uzak olan bölgelerde enerji işletmeleri kurarken bu durumun büyük önemi vardır.

Atomik çekirdeğinin kudretli güçlerini kullanmak sadece enerjileri çok artırmakla kalmaz. Onunla birlikte ayrıca bir bütün olarak mühendislikte niteliksel bir değişim getirir. Nükleer enerjinin müthiş yüksek konsantrasyonu, aşırı derecede uzun süreler yeniden yakıt ikmali yapmadan çalışmaya muktedir devasa güçlü makineleri mümkün kılar.

Radyoaktif emisyonlar maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerinde derin değişikliklere neden olur. Bundan dolayı, nükleer reaktörler tarafından üretilen radyasyonun güçlü kaynakları sanayinin yeni dallarının doğmasına ve gelişmesine -metallerin, plastiklerin ve diğer maddelerin radyoaktif teknolojisine- yolaçacaktır.

Sovyetler Birliği atomik çekirdeğin devasa enerjisinin mantıklı ve iyi bir davaya dönüştürüldüğü, barışçıl amaçlar için kullanıldığı bir ülke olduğunu sözetmeye değer. Pratikte, halihazırda komünizmi inşa davasına hizmet etmektedir.

Denizaltı atomik enerjisini kullanmanın pratik araçlarının ve yöntemlerinin çağdaş bilim tarafından bulunuşu, mühendisliğin ilerlemesi için sınırsız yeni olanaklar getirir. Bununla birlikte, çağdaş kapitalizm şartlarında, bilimin en büyük buluşları yalnızca yeni bir savaş hazırlığı yapmak için kullanılmaktadırlar. Amerikan tekelleri bilimin ve mühendisliğin buluşlarının barışçıl uygulanmasına karşıdırlar. Sanayide atomik enerjinin kullanımı tarafından getirilen tekniksel devrimin onların yatırımlarını değersiz kılacağından ve kârlarını düşüreceğinden korkmaktadırlar.

S.S.C.B.’de üretici güçlerin gelişmesi böyle engellerle karşılaşmaz. Sosyalist toplum bilimsel buluşların uygulanmasını kısıtlayacak ve tekniksel gelişmeyi geriletmeye yöneltecek sosyal-ekonomik çelişkileri bilmez. Sovyetler Birliği’nde atomik enerjinin barışçıl amaçlara uygulanışı bu gerçeğin özellikle canlı bir örneğidir.

Atomik enerji istasyonlarında çok büyük miktarlarda enerji üretme pratik olasılığı otomasyonun emsali görülmemiş bir hızda ileriye atılımını sağlamaktadır. İşgücü verimliliğini çok artıran, ve işçiyi yalnızca karmaşık makineleri yüksek derecede beceriyle kontrol etmesine bırakan otomasyon, işgününü kısaltmaya yardım edecektir. Bu Sovyet Ülkesi işçilerine yeteneklerini her yönden geliştirmelerine olanaklar verecektir, ve çağdaş kültürün verebileceği herşeyi azami derecede kullanabilmelerini sağlayacaktır.

Tüm bunlar uzak değildir. Bu, komünizme doğru güvenle ilerleyen milyonlarca S.S.C.B. emekçisinin günlük çalışmalarında hissedilebilir.